TEVRAT ZEBUR VE İNCİLLER’DE PEYGAMBERLER
HAKKINDA
OLUMSUZ CÜMLE ÖRNEKLERİ
·
Hazreti Adem (a.s) ve Havva Hakkında : “Utançları Yoktu”[1]
“ … ve utançları yoktu.”[2]
·
Hazreti Nuh (a.s) Hakkında : “Şarap İçti Sarhoş Oldu”
“Nuh çiftçi olmaya
başladı ve bağ dikti ve şarap içip sarhoş oldu ve çadırın içinde çıplak oldu.
·
Hazreti İbrahim (a.s) Hakkında : “Karısını Kız Kardeşi
Olarak Tanıttı”[3]
“Abram karısı Saray’a
dedi: İşte biliyorum ki sen görünüşü güzel bir kadınsın ve olur ki, Mısırlılar
seni görünce bu onun karısı derler ve beni öldürürler, fakat seni sağ
bırakırlar. Senin yüzünden bana iyi davranılsın ve senin sebebinle canım
yaşasın diye onun kız kardeşiyim de”[4]
… Abimelek, İbrahim’i çağırıp ona dedi: “Bize ne yaptın? Sana karşı ne günah
ettim de üzerime ve ülkem üzerine büyük günah getirdin? Bana yapılmaz işler
yaptın” ve Abimelek, İbrahim’e dedi: “Ne gördün de bu işi yaptın?” ve İbrahim
dedi: Çünkü gerçekten bu yerlerde Allah korkusu yoktur ve karım yüzünden beni
öldürecekler” dedim. “ve gerçekten kız kardeşimdir, kendisi babamın kızıdır[5]
fakat annemin kızı değildir ve benim karım oldu.”[6]
·
Hazreti Lut (a.s)Hakkında : “Kızları Kendisinden Hamile
Kaldı”[7]
“Ve Lut, Tsor (Soar) ‘dan çıkıp dağa oturdu ve iki
kızı onunla beraberdi…Ve büyük kız küçüğüne dedi: “Babamız kocamıştır ve bütün
dünyanın yoluna göre yanımıza girmek için erkek yoktur. Gel! Babamıza şarap
içirelim ve babamızdan zürriyeti yaşatmak için onunla yatarız.” Ve o gecede
babalarına şarap içirdiler ve büyük kız, girip babasıyla yattı. Ve (Lut) onun
yatıp kalkmasını bilmedi (farkında olmadı). Ve vaki oldu ki, ertesi gün büyük
kız küçüğüne dedi: “İşte ben dün gece babamla yattım. Bu gece de ona şarap
içirelim ve babamızdan zürriyeti yaşatmak için gir, onunla yat.” Ve gece dahi
babalarına şarap içirdiler ve küçük kız kalkıp onunla yattı. Ve onun yatıp
kalkmasını bilmedi. Lut’un iki kızı böylece babalarından gebe kaldılar…”[8]
·
Hazreti İsmail (a.s.) Hakkında: “Yaban Eşeği”
“Ve bir oğul
doğuracaksın ve onun adını İsmail koyacaksın…ve O, insanlar arasında yabani
adam[9]
olacaktır. Onun eli herkese karşı ve herkesin eli ona karşı olacak…[10]
·
Hazreti İshak (a.s) Hakkında : “Eşini Kız Kardeşi Olarak
Tanıttı”
“İshak da Gerar’da
oturdu ve bu mahallin ahalisi karısı için sordular ve “kız kardeşimdir” dedi.
Çünkü “karımdır” demeye korktu. “Yoksa, Rebeka için bu yerin ahalisi beni
öldürürler” dedi. Çünkü o bakılışta güzeldi. Ve vaki oldu ki, orada uzun günler
kaldıktan sonra Filistinliler Kralı Abimelek (Yeni Çeviri’de Avimelek),
pencereden bakıp gördü ve işte İshak, karısı Rebeka ile oynaşıyordu. Abimelek,
İshak’ı çağırıp dedi: “İşte bu gerçekten senin karındır ve nasıl bu benim kız
kardeşimdir dedin?” Ve İshak ona dedi: “Çünkü onun yüzünden ölmeyeyim dedim.”
Ve Abimelek dedi: “Bize bu yaptığın nedir? Az kaldı halktan biri senin karınla
yatacaktı.”[11]
·
Hazreti Yakup (a.s) Hakkında : “Hile Yaptı”
“Rebeka, büyük oğlu
Esav’ın evde bulunan en güzel esvabını aldı, küçük oğlu Yakup’a giydirdi ve
onun elleri üzerine ve boynunun kılsız yeri üzerine keçi oğlaklarının
derilerini giydirdi[12].
Ve yapmış olduğu lezzetli yiyeceği ve ekmeği Yakup’un eline verdi. Ve (Yakup)
babasına gelip dedi: “Ey babam!” ve (babası) dedi: “İşte ben, sen kimsin
oğlum?” Ve Yakup babasına dedi: “Ben senin ilk oğlun Esav’ım, bana söylediğin
gibi yaptım, rica ederim kalk otur ve avımdan ye, ta ki, canın beni mübarek
kılsın.”[13]….
Ve İshak, Yakup’a dedi: “Yaklaş! Rica ederim, sen gerçekten oğlum Esav mısın, yoksa
değil misin diye sana el süreyim” ve Yakup babası İshak’a yaklaştı ve ona el
sürüp dedi: “Ses Yakup’un sesi fakat
eller Esav’ın elleri” ve onu fark etmedi…ve onu mübarek kıldı… Ve vaki oldu ki
İshak, Yakup’u mübarek kılmaya nihayet verip Yakup da babası İshak’ın yanından
çıkar çıkmaz, kardeşi Esav avından geldi…ve babasına dedi: “Beni mübarek kıl ey
babam!”…ve (İshak) dedi: “Kardeşin hile ile geldi ve senin bereketini aldı…”[14]
·
Hazreti Yakup’un Oğlu Yahuda : “Gelini ile Zina Etti”
“Yahuda’nın ilk oğlu Er
Rabbin gözünde kötü idi[15]
ve Rab onu öldürdü ve Yahuda, Onan’a dedi: “Kardeşinin karısının yanına gir ve
ona kayınbiraderlik vazifeni yap ve kendi kardeşine zürriyet yetiştir.” Ve Onan, o zürriyet kendisinin olmayacağını
bildi ve vaki oldu ki, kardeşinin karısının yanına girdiği zaman, kardeşine
zürriyet vermesin diye yere dökerdi. Ve yaptığı şey, Rabbin gözünde kötü oldu
ve onu da öldürdü. Ve Yahuda, gelini Tamar’a dedi: “Oğlum Şela büyüyünceye
kadar kendi babanın evinde dul kal”… Ve Yahuda’nın karısı öldü… Tamar’a
bildirildi ve üzerinden dulluk elbisesini çıkardı… Enaim Kapısı’nda sarınıp
oturdu. Çünkü Şela’nın büyüyüp kendisinin ona karı olarak verilmeyeceğini
gördü. Yahuda, Onu görünce: “Rica ederim, gel senin yanına gireyim” (dedi).
Çünkü onun kendi gelini olduğunu bilmedi. Ve (Tamar) dedi: “Yanıma girmek için
bana ne verirsin?” ve dedi: “Sürüden bir oğlak gönderirim” ve (Tamar) dedi:
“Onu gönderinceye kadar bana rehin verir misin?” ve dedi: “Sana ne rehin
vereyim?” Ve (Tamar) dedi: “Kendi mührünü ve kaytanını ve elinde olan
değneğini” Ve (Yahuda) ona verip onun yanına girdi ve kadın ondan gebe kaldı ve
kalkıp gitti ve üzerinden peçesini çıkardı ve dulluk esvabını giydi. Ve Yahuda,
kadının elinden rehinini almak için …oğlağı gönderdi, fakat onu bulmadı…Üç ay
sonra Yahuda’ya: “Gelinin Tamar zina etmiştir ve hem de işte o zina ile gebe
kalmıştır” diye bildirildi. Yahuda dedi: “Onu çıkarın ve yakılsın.” Ve o
(Tamar), dışarı çıkarıldığı zaman “Bu şeyler kiminse ben o adamdan gebe kaldım”
diyerek kaynatasına gönderdi ve dedi: “Rica ederim, bak bu mühür ve kaytanlar
kimindir?” Ve Yahuda tanıyıp dedi: “Madem ki onu oğlum Şela’ya vermedim, o
benden salihtir.” …ve onun doğurduğu vakitte vaki oldu ki rahminde ikiz[16]
vardı.[17]
·
Hazreti Harun (a.s) Hakkında : “Putu Yaptı”
“Harun onlara
(Yahudilere) dedi: “Karılarınızın oğullarınızın ve kızlarınızın kulaklarındaki
altın küpeleri çıkarın ve bana getirin.” Ve bütün kavim kendi kulaklarındaki
altın küpeleri kırıp çıkardılar ve onları Harun’a getirdiler. Ve onu ellerinden
aldı ve oymacı aleti ile biçim verdi ve onu dökme bir buzağı yaptı.[18]
Ve dediler: “Ey İsrail! Seni Mısır diyarından çıkaran ilahların bunlardır. Ve
Harun onu gördü ve onun önünde bir mezbah (sunak) yaptı ve Harun ilan edip
dedi: “Yarın Rabbe bayramdır.”[19]
·
Hazreti Yuşa (a.s) Hakkında : “Fahişeyle İşbirliği Yaptı”
“Nun oğlu Yeşu,
Şittim’den çaşıt (casus) olarak iki adamı gizlice gönderip dedi: “Gidin
memlekete ve Eriha’ya bakın.” ve gittiler ve Rahab (Rahav) isminde bir
fahişenin evine girdiler ve orada yattılar…ve vaki oldu ki, yedinci kere
kahinler borularını çalınca Yeşu kavme dedi: “Bağırın çünkü Rab şehri size
verdi ve şehir ve onda olanın hepsi Rabbe tahsis edilecek, yalnız fahişe Rahab
ve kendisi ile beraber evde olanların hepsi yaşayacak, çünkü gönderdiğimiz
ulakları sakladı.”[20]
·
Hazreti Davud (a.s.) Hakkında : “Kadını Almak İçin Kocasını
Öldürttü”
“Bir akşamüstü Davud
yatağından kalktı, sarayın damına çıkıp gezinmeye başladı. Damdan yıkanan bir
kadın gördü. Kadın çok güzeldi. Davud onun kim olduğunu öğrenmek için birini
gönderdi….Davud kadını getirmeleri için ulaklar gönderdi. Kadın Davud’un yanına
geldi. Davut aybaşı kirliliğinden yeni arınmış olan kadınla yattı.[21]
Sonra kadın evine döndü. Gebe kalan kadın Davud’a “Gebe kaldım” diye haber
gönderdi. Bunun üzerine Davut Hititli Uriya’yı kendisine göndermesi için Yoav’a
haber gönderdi. Yoav da Uriya’yı Davut’a gönderdi. Uriya yanına varınca, Davut
Yoav’ın, ordunun ve savaşın durumunu sordu. Sonra Uriya’ya, “Evine git,
rahatına bak” dedi. Uriya saraydan çıkınca, kral ardından bir armağan gönderdi.
Ne var ki, Uriya evine gitmedi, efendisinin bütün adamlarıyla birlikte sarayın
kapısında uyudu. Davut Uriya’nın niye evine gitmediğini öğrenince, ona,
“Yolculuktan geldin. Neden evine gitmedin?” diye sordu. Uriya, “Sandık da,
İsraillilerle Yahudalılar da çardaklarda kalıyor” diye karşılık verdi,
“Komutanım Yoav’la efendimin adamları kırlarda konaklıyor. Bu durumda nasıl
olurda ben yiyip içmek, karımla yatmak için evime giderim? Yaşamım hakkı için,
böyle bir şeyi kesinlikle yapmayacağım.” Bunun üzerine Davut, “Bugün de burada
kal, yarın seni göndereceğim” dedi. Uriya o gün de, ertesi gün de Yeruşalim’de
kaldı. Davut Uriya’yı çağırdı. Onu sarhoş edene dek yedirip içirdi….Sabahleyin
Davut Yoav’a bir mektup yazıp Uriya aracılığıyla gönderdi. Mektupta şöyle
yazdı: “Uriya’yı savaşın en şiddetli olduğu cepheye yerleştir ve yanından çekil
ki, vurulup ölsün.” Böylece Yoav kenti kuşatırken Uriya’yı yiğit adamların
bulunduğunu bildiği yere yerleştirdi. Kent halkı çıkıp Yoav’ın askerleriyle
savaştı. Davut’un askerlerinden ölenler oldu. Hititli Uriya’da ölenler
arasındaydı. …. Uriya’nın karısı, kocasının öldüğünü duyunca, onun için yas
tuttu. Yas süresi geçince, Davut onu saraya getirtti. Kadın Davut’un karısı
oldu ve ona bir oğul doğdu.”[22]
·
Rab Davud’a “Karını Komşuna Vereceğim” Diyor:
“Niçin Rabbin gözünde
kötü olanı yaparak, onun sözünü hor gördün. Hitti Uriya’yı kılıçla vurdun ve
karısını aldın?... Ve şimdi kılıç ebediyen senin evinden ayrılmayacak; çünkü
beni hor gördün, Hitti Uriya’nın karısını kendine karı olarak aldın. Rab şöyle
diyor: “İşte kendi evinden sana karşı bir kötülük çıkaracağım ve senin
gözlerinin önünde karılarını alıp komşuna vereceğim ve bu güneşin gözü önünde o
senin karınla yatacak. Çünkü sen gizlice yaptın, fakat ben bu şeyi tüm
İsrail’in karşısında ve güneşin karşısında yapacağım.”[23]
·
Hazreti Davud : “Deli Numarası Yaptı”
“Ve Davud … Gat kralı
Akiş’ten çok korktu ve onların önünde tavrını değiştirdi ve onların elinde
kendisini deli gösterir ve kapının kanatlarını tırmalar ve salyasını sakalına
akıtırdı. Akiş, kullarına dedi: “İşte görüyorsunuz ki adam delidir. Niçin onu
yanıma getirdiniz? Ben delilere muhtaç mıyım?”[24]
· Üşüyen Davud’u Isıtmak
İçin…
“Kral Davud, kocamış ve
yaşta ilerlemişti ve onu esvaplarla örttüler, fakat ısınmadı ve kulları ona
dediler: “Efendim Kral için bir genç kız aransın ve o kralın önünde dursun ve
ona baksın ve senin koynunda yatsın da efendim kral ısınsın.” Ve İsrail’in bütün
sınırlarında güzel bir genç kadın aradılar ve Şunem’li Abişag’ı buldular ve onu
krala getirdiler ve genç kadın çok güzeldi ve krala baktı ve ona hizmet etti.
Ama kral onu bilmedi (ona dokunmadı).” [25]
· Hazreti Süleyman (a.s)
Hakkında : “Putlara Taptı”[26]
“Kral Süleyman,
Firavun’un kızı ile beraber Moabiler, Edomiler, Saydalılar ve Hititlerden çok
ecnebi kadınlar sevdi. Rabbin, İsrail oğullarına : “Onların arasına
gitmeyeceksiniz ve onlarda sizin aranıza gelmeyecekler, çünkü mutlaka
yüreğinizi kendi ilahlarının ardınca saptıracaklardır” diye söylemiş olduğu
milletlerden idiler. Süleyman onlara sevgi ile yapıştı ve onun yedi yüz karısı
kral kızı olup, üç yüz de cariyesi vardı.[27]
Karıları onun yüreğini saptırdılar. Ve vaki oldu ki, Süleyman’ın ihtiyarlığı
zamanında karıları onun yüreğini başka ilahların ardınca saptırdılar…”[28]
· Hazreti İsa (a.s)
Hakıında :
“İlk
Alameti : Anasını Azarladıktan Sonra Suyu Şaraba Dönüştürmek”
“Galile’nin Kana
Şehrinde düğün oldu. İsa’nın anası da orada idi. İsa ile şakirtleri de düğüne
çağırıldı. Ve şarap eksilince İsa’nın anası ona dedi: “Şarapları yok.” İsa ona
dedi: “Kadın! Benden sana ne?[29]
saatim daha gelmedi.” Anası hizmetçilere dedi: “Size ne derse onu yapın.”
Yahudilerin tathirat (temizlik) adeti üzere orada her biri iki veya üç metriti
(80 veya 120 litre)
alır altı taş küp vardı. İsa hizmetçilere dedi: “Küpleri su ile doldurun.”
Onları ağızlarına kadar doldurdular. Ve (İsa) hizmetçilere dedi: “Şimdi çıkarıp
ziyafet reisine götürün.” …. Kendi alametlerinin bu başlangıcını İsa,
Galile’nin Kana Şehrinde yaptı ve izzetini gösterdi. Şakirtleri de ona iman
ettiler.”[30]
· İsa Allah’ın Oğlu
Olduğunu İkrar Ediyor[31]
“Hayy olan Allah hakkı
için sana and ettiririm, eğer Allah’ın oğlu Mesih isen bize söyle: İsa ona
dedi: “Söylediğin gibidir.”[32]
· “İsa : Allah’ın Cevherinin Öz Sureti”
“ Allah eski zamanda çok
parçalar ve tarzlarda peygamberlerde babalara söylemiş olup, bu günlerin
sonunda bize, her şeye varis tayin ettiği ve vasıtası ile alemleri yarattığı[33]
kendi oğlunda söyledi. O (İsa), kendi izzetinin nuru ve cevherinin öz sureti
olarak ve onun kudret kelamı ile bütün şetleri taşıyarak, günahların tathirini
yaptıktan sonra yücelerde azametin sağına oturdu.”[34]
·
Pavlus’un İsa Tanımı : “Görünmez Allah’ın Sureti”
“Görünmez Allah’ın sureti, bütün hilkatin
ilk doğanı O dur. Çünkü göklerde ve yeryüzünde, görünen ve görünmeyen, gerek
tahtlar, gerek hakimiyetler, gerek riyasetler, gerek hükümetler, bütün şeyler
O’nda yaratıldı; bütün şeyler O’nun vasıtasıyla ve O’nun için yaratıldı.”[35]
·
Hazreti İsa Ağaca Beddua Ediyor
İsa sabahleyin şehre dönerken acıktı. Yol
kenarında bir incir ağacı görüp, ona geldi, ancak yapraktan başka onda bir şey
bulamadı ve İsa ona dedi: “Artık senden ebediyen meyve çıkmasın”[36]
ve incir ağacı hemen kurudu.[37]
·
Pavlus Hazreti İsa’yı “Lanetli” Olarak Nitelendiriyor
“ Mesih bizim uğrumuza lanet olmuş olarak,
bizi şeriatın lanetinden [38]
kurtardı; çünkü yazılmıştır: Ağaç üzerinde her asılan lanetlidir.”[39]
Yusuf Ulucan
[1] Yeni Çeviri’de “henüz utanç nedir
bilmiyorlardı” denilmektedir. Kur’an-ı Kerim’in anlatımında “edep yerleri
göründüğü anda – utandıklarından - yapraklarla örtünmeye çalıştıkları”
belirtilmektedir. ( A’raf Suresi (7) : 22 )
[2] Tekvin / Yaratılış : 2 / 25
[3]Kur’an-ı Kerim’in dışındaki İslam
kaynakları (Hadis ve Tarih kitapları) olayı kabul ederler. Sahih-i Buhari’de
Ebu Hureyre’den nakledilen bir hadis-i şerifte (Tecrid-i Sarih, Hadis no: 1017)
“Hazreti İbrahim’in Sare’yi kız kardeşi olarak tanıttığı” belirtilmektedir.
Peygamberler Tarihi kitapları da, Taberi, İbn Esir, Mes’udi gibi klasik
tarihçileri kaynak göstererek olayı naklederler. Bununla birlikte İslam
alimlerinin bu konuda bir hayli sıkıntılı oldukları görülür. Hadis-i Şerif’in
açıklamasında “Hazreti İbrahim’in, Sare’yi (Tekvin’e göre iki kez) kız kardeşi
olarak tanıtmasının” İslam bilginleri için bir problem olduğu belirtilmiş ve
özellikle İbn Cevzi’nin görüşlerine yer verilmiştir. İbn Cevzi şöyle
demektedir: “Bu mesele daima içimi sıkardı. Ve derdim ki: Hazreti İbrahim
kadınından hemşire ile tevriyede (kız kardeşi olarak bahsetmesinde) nasıl bir
fayda mülahaza etti? Zalim bir şahsa karşı kadınım veya hemşirem demenin ne
tesiri olabilir? hatta zevcem demek daha münasipti. Çünkü hemşirem deyince, haydi
bunu bana tezvic et (Kralın: “kız kardeşinse onu benimle evlendir”) demesi
ihtimali daha kuvvetli idi. Zevcem deyince (eşimdir deseydi) zalimin de bir
şeriata mu’tekid (kralın bir inanca sahip) olmasından dolayı, bu (eşim)
cevab(ı) üzerine sükut etmesi umulurdu.” İbn Cevzi: “Kralın ve halkının Mecusi
olduğunu, Hazreti İbrahim’in de kendisine bir zarar gelmemesi için bir Mecusi
kuralına göre konuşarak namusunu koruduğunu” düşünerek rahatlar ve bu mütalaası
da “isabetli” bulunur. Mecusiliğin kurcusu olan Zerdüşt’ün Hazreti İbrahim’den
sonra ortaya çıkmış olması yeni bir problem oluşturmuş, bu problem de “her
kavmin kuralları eski gelenekler üzerine kurulur” görüşü ile aşılmaya
çalışılmıştır. Bazı tarihçiler Sare’nin, “Hazreti İbrahim’in kardeşinin kızı” olduğunu
söylemişlerdir. Ancak “kardeş kızıyla evlenmenin” Hazreti Nuh’tan itibaren ilga
edildiği anlaşıldığında; Sare Hatun’un babasının, “gerçekte (Hazreti İbrahim’in
kardeşi değil) aynı ismi taşıyan başka biri olduğu, yanlış anlama veya tam
bilememe sonucu kardeşinin kızı sanıldığı” görüşü ortaya atılmıştır.
(Tekvin’de, “kardeşinin kızı” değil “babasının –muhtemelen başka kadından –
kızı” olduğu bizzat Hazreti İbrahim’in ifadesi olarak belirtilmektedir.) Bazı
tarihçiler de “kardeşinin” ifadesini, “din kardeşliği” ile telif etmeye
çalışmışlardır. (Sare Hatun, kralın “İbrahim senin neyindir?” sorusuna “Kocam
ve kardeşimdir. Kocamla aynı dinden olduğumuz için (dinde kardeş) sayılırız”
dediği rivayet edilir. (M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, sayfa: 161 – 163)
İslam alimlerinin bir kısmı da “en doğrusunu Allah bilir” diyerek “ne kabul ne
de ret” etmişlerdir. Sonuç olarak; İslam alimleri Kur’an-ı Kerim’de geçmeyen bu
konuya, Buhari gibi en muteber kabul edilen bir hadis külliyatında yer
verilmesinden dolayı (“İsrailiyattır” da diyemedikleri için) itiraz
edememişler, ama kabullenmekte de bir hayli zorlanmışlardır.
[4]Tekvin : 12 / 12 – 13
[5]Eski Ahit’te kendisiyle evlenilmesi yasak
olan kadınlar arasında “babanın karısının kızı” da bulunmaktadır ve “babadan olan
kız kardeş” sayılmaktadır. (Bakınız: Levililer : 18 / 9)
[6]Tekvin / Yaratılış : 20 / 9 – 12
[7]Hazreti Lut a.s. gibi “cinsel sapıklıklarla
mücadele etmiş” yüce bir peygamberin “cinsel sapıklığın başka bir şekline
malzeme” yapılması ve bunun da Hazreti Musa’ya ait olduğu iddia edilen bir
kitapta anlatılması, geçmiş peygamberlerle ilgili, “Müslümanları en çok üzen”
konulardan biri olmuştur.
[8]Tekvin/Yaratılış : 19 / 30 – 38
[9]Bu cümle Kutsal Kitap – Türkçe Yeni
Çeviri’de (sayfa : 17): “Bir oğlun olacak adını İsmail koyacaksın…Oğlun yaban
eşeğine benzer bir adam olacak…” şeklinde yazılmaktadır.
[10]Tekvin : 16 / 11 – 12
[11]Tekvin / Yaratılış : 26 / 6 – 1
[12] Gözleri görmeyen İshak’ın kandırılması
için Yakup’a neden Esav’ın elbisesini giydirme ihtiyacı duyulduğu anlaşılamamaktadır.
[13] Eski Ahit literatüründe “ilk oğlun
kutsanması” önemli bir uygulamadır. Yakup’la Esav ikiz olmakla birlikte, önce Esav doğmuş ve
ilk oğul olarak onun kutsanması gerekmektedir. (Çalışmanın “Aynı Konular Farklı
Anlatımlar” bölümünde bu hususla ilgili tespit edilen çelişkiler ve açıklamalar
bulunmaktadır.)
[14] Tekvin /Yaratılış : 27 / 1 – 46 (kısaltılarak
alınmıştır.) Eski Ahit, daha sonra
Yakup’un, eşleri ve çocukları ile ağabeyi Esav’a gidip, karşısında yedi kez
yere eğilerek özür dilediğini de belirtir. (Tekvin /Yaratılış: 33 / 1 – 3)
[15] Yahuda’nın ilk oğlu Er’in, nasıl bir
kötülük yaptığı ve Rabbin gözünde neden kötü olduğu belirtilmemektedir.
[16]Bu kayınpeder – gelin ilişkisinden doğan
ikiz çocuktan birinin adı Perets’dir ki, Matta (1 / 1 – 16) ve Luka (3 / 23)
İncillerindeki silsileye göre Hazreti Davud, Hazreti Süleyman ve Hazreti İsa
gibi büyük peygamberlerin atası sayılmaktadır.
[17] Tekvin / Yaratılış : 38 / 6 – 30
kısaltılarak alınmıştır
[18] Kur’an-ı Kerim’in anlatımında, buzağının
Samiri tarafından yapıldığı, Hazreti Harun’un ise buna karşı çıktığı, halkı
uyardığı, fakat Yahudilerin O’nu dinlemediği belirtilmektedir. (Taha Suresi
(20) : 85 – 97)
[19] Çıkış / Mısır’dan Çıkış: 32 / 2 – 6
[20] Yeşu: 2 / 1 – 21 kısaltılarak alınmıştır.
[21]Kur’an-ı Kerim’de Hazreti Davud’la ilgili
böyle bir olaydan bahis yoktur. Ancak Müfessirlerden, “duvarı tırmanan iki
davacı” (Sad Suresi (38) : 21 – 24) konusunu yorumlarken, yukarıda anlatılan
hususla bağlantı kuranlar olmuştur. Sad Suresi’nde: Hazreti Davud’un, doksan
dokuz koyunu olan bir kişinin, kardeşinin bir tane koyununu almasının hükmünü –
davasını hallettikten sonra, dava ile kendisi arasında bağlantı kurup,
Allah’dan af dileyerek yere kapandığı belirtilmektedir. Mevdudi; Hazreti
Davud’un Kur’an’da imalı bir tarzda anlatılan hatasının ne olduğunu araştırmak
ister, Eski Ahit’in ise olayı çirkin bir şekle büründürdüğünü belirtir.
(Tefhimu’l-Kur’an) Hazreti Davud’la ilgili olarak, Kur’an yorumcuları – özetle
– şöyle düşünürler: Hazreti Davud, eşinin ölümü halinde bir kadınla evlenmek
istemiş olabilir, ama kadının kocasını öldürtmek için her hangi bir girişimde
bulunmuş değildir. (Bakınız: Prof. Dr. Hamidullah, Aziz Kur’an, Sad Suresinin
21. ayetinin 5 numaralı dipnotu, Fahruddin el – Razi, Peygamberlerin Masumiyeti)
[22] 2.Samuel : 11 / 2 – 27 (kısaltılarak
alınmıştır. ) Uriya’nın karısı Bat – Şeva’dan olan bu çocuk doğumunun yedinci
gününde ölüyor ve sonrasında Hazreti Süleyman doğuyor.
[23]2. Samuel: 12 / 9 – 12
[24] 1.Samuel: 21 / 12 – 15
[25] 1.Krallar : 1 / 1 – 4
[26] Kur’an-ı Kerim, Bakara Suresi (2) :102
“Hazreti Süleyman’ın asla inkarcı olmadığı” çok net ifadelerle
vurgulanmaktadır.
[27]Poligami konusunda İslam ülkelerinde
görülen ender ve kişisel uygulamalara şiddetle karşı çıkanlar çok kadınla
evliliğin bu abartılı şekline ne diyorlar acaba?
[28] 1.Krallar: 11 / 1 – 3
[29] İsa’nın annesine hitap ederken kullandığı
“Kadın!” ifadesi Türkçe Yeni Çeviri’de “Anne” olarak değiştirilmiştir.
Bilindiği gibi, bir kimsenin annesine
“Kadın!” diyerek hitap etmesi bir sinirlilik ve azarlamadır.
[30] Yuhanna : 2 / 1 – 11
kısaltılarak alınmıştır
[31] Kur’an-ı Kerim’de Meryem Suresi (19) :
30 Hazreti İsa’nın diliyle “Allah’ın
kulu ve peygamberi” olduğu bildirilmektedir. Aynı şekilde Yeşaya’dan “İsa’yı
müjdeleyen cümle” olarak nakledilen ifadelerde onun kulluk yönü
vurgulanmaktadır. (Matta : 12 / 18)
[32] Matta : 26 / 63 – 64
[33]“vasıtası ile alemleri yarattığı” cümlesi
Yahova Şahitleri’ne ait Tarassut Kulesi ve Uyanın Dergilerinin 2002 / Nisan
sayılarında “ Allah alemleri yaratırken İsa usta başılık yapıyordu” şeklinde
yorumlanmıştır.
[34]İbranilere Mektup : 1 / 1 – 3
[35] Pavlus’un Koloselilere mektubu : 1 / 14 - 16
[36] Düğünde şarabı bitenler için küpler dolusu
suları şaraba dönüştüren İsa’nın, “ağacın da meyveye durmasını sağlaması”
gerekmez miydi?
[37]Matta : 21 / 18 -19 (Markos İncilinde ise
“İsa acıkmıştı, uzakta yapraklanmış bir incir ağacı görünce ‘belki incir
bulurum’ diye yaklaştı.Ağacın yanına vardığında yapraktan başka bir şey
bulamadı. Çünkü incir mevsimi değildi” denilmektedir.(11 / 12 – 14) Mevsimi olmadığı halde meyve bulunmadığı için
ağaca beddua edilmesi tam bir çelişki oluşturmaktadır.
[38] Şeriatı (Hıristiyanlara göre Eski Ahit’i)
lanetli olarak vasıflandıran Pavlus, ilginçtir ki Hazreti İsa’yı da Eski Ahit’e
(Tesniye / Yasa’nın Tekrarı : 21 / 23) dayanarak lanetli saymaktadır.
[39]Pavlus’un Galatyalılara Mektubu : 3 / 14
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder