Tevrat Zebur ve İnciller
TÜRKCE YENi TERCÜMEDE YAPILAN
TAHRiF ÖRNEKLERi
· Tekvin 4 / 20 “Sürü sahibi olanların piri idi.”
Yaratılış 4
/ 20
“Sürü sahibi göçebelerin atasıydı”[1]
· Tekvin 6 / 4 “Allah oğulları”
Yaratılış 6
/ 4 “İlahi varlıklar”
· Tekvin 11 / 6 “…Şimdi yapmaya niyet ettiklerinden hiçbir şey onlara men edilmeyecektir.”
Yaratılış 11 / 6 “…düşündüklerini gerçekleştirecek, hiçbir engel tanımayacaklardır.”[2]
· Tekvin 16 / 11 – 12 “Bir oğlun olacak ve O’nun adını İsmail koyacaksın… Ve o insanlar
arasında yabani adam olacaktır…
Bütün kardeşlerinin şarkında sakin
olacaktır.”
Yaratılış 16 / 11 – 12 “Bir oğlun olacak, adını
İsmail koyacaksın… Oğlun yaban eşeğine
benzer bir adam olacak… Kardeşlerinin hepsiyle çekişme içinde yaşayacak”[3]
· Tekvin 29 / 17 “Lea’nın gözleri zayıftı”
Yaratılış 29
/ 17
“Lea’nın gözleri alımlıydı”[4]
· Tekvin 31 / 42 “… İbrahim’in Allah’ı ve İshak’ın korktuğu benimle beraber olmasaydı…”
Yaratılış 31 / 42 “… İbrahim’in Tanrısı ve İshak’ın taptığı Tanrı benden yana olmasaydı…”[5]
· Tekvin 32 / 28 “Allah ile ve insanlarla uğraşıp
yendin”
Yaratılış 32
/ 28 “Tanrıyla, insanlarla güreşip yendin”[6]
· Çıkış 21 / 6 “Efendisi onu Allah’a
yaklaştıracak.”
Mısır’dan
Çıkış 21 / 6 “Efendisi onu yargıç huzuruna çıkaracak”[7]
· Levililer 17 / 7 “ve artık ardlarınca zina
ettikleri ergeçlere kurban etmeyecekler
Levililer 17 / 7 “İsrail halkı taptığı teke
ilahlara artık kurban kesmeyecek.”[8]
· Tesniye 33 / 12 “ve O’nun (Rabbin)
omuzları arasında oturuyor.
Yasanın
Tekrarı 33 / 12 “O da Rabb’in kucağında oturur.”[9]
· Sayılar 18 / 19 “Ebedi tuz ahdidir.”
Sayılar 18 /
19 “Sonsuza dek bozulmaz bir antlaşmadır.”[10]
· Hakimler 14 / 15 “ve yedinci günde..”
Hakimler 14
/ 15
“Dördüncü gün…”
· 1.Samuel 2 / 33 “ev halkının bütün
çocukları gençken ölecekler”
1.Samuel 2 /
33 “soyundan gelenlerin hepsi kılıçla ölecekler”[11]
· 1.Samuel 6 / 19 “… ve kavmda yetmiş kişi vurdu, ellibin kişi ve kavm yas tuttu.”
1.Samuel 6 /
19 “… yetmiş kişiyi yok etti. Halk yas tuttu.”[12]
· 1.Samuel 12 / 15 “Rabb’in eli atalarınıza
karşı olduğu gibi size de karşı olacaktır.
1.Samuel 12 / 15 “Rab, kralınızı
cezalandırdığı gibi sizi de cezalandıracaktır.[13]
· 1.Samuel 14 / 14 “Yarım dönüm kadar bir
yerde.”
1.Samuel 14
/ 14 “İki dönümlük bir alanda.”
· 1.Samuel 19 / 20 “Saul’un ulakları üzerine de Allah’ın ruhu geldi ve onlar da peygamberlik ettiler.”
1.Samuel 19 / 20 “Tanrı’nın Ruhu Saul’un ulakları üzerine indi, onlar da oynayıp coşmaya başladı.”[14]
· 1.Samuel 25 / 22 “Eğer sabah ışığına kadar onun bütün erkeklerinden birini sağ
bırakırsam Allah Davud’un düşmanlarına böylesini
ve daha ziyadesini yapsın.”
1.Samuel 25 / 22 “Eğer sabaha dek adamlarından tek birini bile sağ
bırakırsam Tanrı bana aynısını hatta
daha kötüsünü yapsın.”
· 2.Samuel 15 / 7 “Kırk yıl sonunda …”
2.Samuel 15
/ 7 “Dört yıl sonra …”[15]
· 2.Samuel 17 / 25 “Amasa, İsraili İtra
isminde bir adamın oğlu idi.”
2.Samuel 17 / 25 “Amasa, Yitra adında bir
İsmaili’nin oğluydu.”[16]
· 2.Samuel 21 / 18 “Elhanan Gat’lı Golyat’ın
kardeşini vurdu.”
2.Samuel 21
/ 18 “Elhanan Gatl’lı Golyat’ı öldürdü.”
· 1.Krallar 6 / 31 “Zeytin ağacından kapı
kanatları yaptı.”
1.Krallar 6
/ 31 “İğde ağacından iki kanatlı bir kapı yaptırdı.”
· 2.Krallar 14 /28 “Şam’ı ve Yahuda’nın
olan Hamat’ı”
2.Krallar 14
/ 28 “eskiden Yaudi’ye ait olan Şam ve Hama”[17]
· 1.Tarihler 1 / 36 “Elfaz’ın oğulları … Timna
ve Amelek.”
1.Tarihler 1
/ 36 “Elfaz’ın oğulları … ve Timna’dan doğan Amelek.”
· 1.Tarihler 11 / 11 “Otuzların başı…”
1.Tarihler
11 / 11 “Üçlerin önderi…”[18]
· 2.Tarihler 15 / 18 “Oded’in
peygamberliğini işitince kuvvet buldu.”
2.Tarihler 15 / 18 “Oded’in oğlu Azarya’nın
peygamberliğini duyunca cesaret buldu.”
· 2 Tarihler 22 / 2 “Ahazya kral oldu zaman kırk
iki yaşında idi.”
2.Tarihler
22 / 2 “Ahazya yirmi iki yaşında kral oldu.”[19]
· Ester 1 / 13 “Kral, vakitleri bilen
hikmetli adamlara… dedi
Ester 1 / 13 “Kral, yasaları bilen
bilge kişilerle görüştü.”[20]
· Eyub 38 / 36 “Kim yüreğe hikmet
koydu, yahut zihine kim anlayış verdi.”
Eyüp 38 / 36 “Kim Mısır Turnası’na
bilgelik, horoza anlayış verdi.”[21]
· Eyub 40 / 15 – 19 “Bak, seninle birlikte yarattığım Behemot… Allah’ın baş eseri odur”.
Eyüp 40 / 15 – 19 “Seninle birlikte yarattığım Behemot’a
bak… Tanrı’nın yapıtları arasında ilk sırayı alır.”[22]
· Mezmurlar 8 / 4 – 5 “Âdem oğlu nedir ki sen onu arayasın. Onu meleklerden biraz aşağı kıldın.”
Mezmurlar 8 / 4 – 5 “İnsanoğlu ne ki ona ilgi gösteresin? Neredeyse bir tanrı yaptın onu.”
· Mezamir 11 / 4 “O’nun gözleri görür kirpikleri ben-i Adem’i tecrübe eder”
Mezmurlar 11
/ 4 “O’nun gözleri görür, gözkapakları insan oğullarını dener.”
Mezmurlar 11 / 4 “Gözleri dünyayı izliyor, bakışları insan oğullarını inceden
inceye yokluyor.”[23]
· Mezmurlar 38 / 1 “Ya Rab beni hışmınla ta’zir ve gadabınla te’dib etme”
Mezmurlar 38
/ 1 “Ey Rab öfkelenmeden beni
cezalandır, kızmadan beni azarla”[24]
· Mezmurlar 60 / 4 “Hakikat uğruna açılsın diye
senden korkanlara sancak verdin.”
Mezmurlar 60
/ 4 “Sancak verdin senden korkanlara
okçulara karşı açsınlar diye.”
· Mezmurlar 75 / 5 “Boynuzunuzu yukarı
kaldırmayın.”
Mezmurlar 75
/ 5 “Kaldırmayın başınızı.”
· S. Meselleri 22 / 20 “ Seni gönderenlere doğruluk sözleri götüresin diye”
Özdeyişler
22 / 20 “Senin için otuz söz yazdım”
· S. Meselleri 24 / 26 “Doğru cevap veren adam dudakları
öper gibidir.”
Özdeyişler
24 / 26 “Dürüst yanıt gerçek dostluğun işaretidir.
· Vaiz 5 / 6 “Meleğin önünde o
yanlış oldu deme.”
Vaiz 5 / 6 “Ulağın önünde adağım
yanlıştı deme.”
· Vaiz 12 / 12 “ve kadını ölümden acı
buldum.”
Vaiz 12 / 12 “Kimi kadını ölümden
acı buldum.”[25]
· Neşideler Neşidesi 4 / 4 “silah evi olarak
yapılmıştır.”
Ezgiler
Ezgisi 4 / 4 “kakma taşlarla yapılmış.”
· İşaya 9 / 6 “Bize bir çocuk doğdu,
bize bir oğul verildi.”
Yeşaya 9 / 6 “Bize bir çocuk doğacak,
bize bir oğul verilecek.”[26]
· Yeremya 31 / 32 “Onların efendisi olduğum
halde o ahdimi bozdular.”
Yeremya 31 /
32 “Onların kocası olmama rağmen bozdular o antlaşmamı.”
· Yeremya 38 / 10 “Buradan yanına otuz kişi
al.”
Yeremya 38 /
10 “Buradan yanına üç adam al.”[27]
· Yeremya 48 / 6 “Kaçın canınızı kurtarın ve çöldeki ılgın ağacı gibi olun.”
Yeremya 48 / 6 “Kaçın canınızı kurtarın, çölde yaban eşeği gibi koşun.”[28]
· Hezekiel 8 / 2 “Ve baktım ve işte ateş
görünüşü gibi bir benzeyiş”
Hezekiel 8 /
2 “Baktım insana benzer birini gördüm
· Hezekiel 10 / 14 “Birinci yüz kerubi
yüzü idi.”
Hezekiel 10
/ 14 “Birinci yüz öküz … yüzüne benziyordu.”[29]
· Hezekiel 40 / 44 “Şark kapısının
yanında”
Hezekiel 40
/ 44 “Güney kapısının yanında”
· Tsefenya 1 / 17 “Kanları toz gibi…
dökülecek.”
Sefenya 1 /
17 “Su gibi akacak kanları.”[30]
· Luka 4 / 44 “ve Celile’nin
sinagoglarında…”
Luka 4 / 44 “Yahudiye’deki
havralarda…”[31]
· Luka 12 / 25 “Sizden kim endişe etmekle kendi boyuna bir arşın zam etmeye kadirdir.”
Luka 12 / 25 “Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü
bir anlık uzatabilir.”[32]
· Luka 14 / 26 “Eğer bir kimse bana gelip de kendi pederine ve validesine …. Buğz etmezse benim şakirdim olamaz.”
Luka 14 / 26 “Biri bana gelip de babasını, annesini … gözden çıkarmazsa öğrencim olamaz.”[33]
· Yuhanna 1 / 18 “Biricik oğul”
Yuhanna 1 /
18 “Tanrı olan biricik oğul.”[34]
· Yuhanna 19 / 26 “Anasına dedi: Kadın!
İşte oğlun”
Yuhanna 19 /
26 “Annesine: Anne! İşte oğlun dedi”[35]
· Resullerin İşleri 22 / 9 “Benimle beraber olanlar gerçi nuru gördüler fakat bana söyleyenin
sesini işitmediler.”
Elçilerin İşleri 22 / 9 “Yanımdakiler ışığı
gördülerse de benimle konuşanın
söylediklerini anlamadılar[36]
Not : Örnekleri
Yeni Ahit Kitaplarını da içine alacak şekilde çoğaltmak mümkündür. Gerek
Türkçe, gerekse diğer dillerdeki metinlerde yüzlerce değişiklik bulunmaktadır.
Bu durum Hıristiyanların vahiy ürünü olduğunu iddia ettikleri Kutsal Kitap
metni üzerinde her zaman tasarrufta bulunduklarını, tahrifata devam ettiklerini
göstermektedir. Aynı durumun Müslümanlar tarafından Kur’an-ı Kerim’in metni
üzerinde uygulandığını söylemek imkansızdır. On dört yüzyıl önce Hazreti
Muhammed (s.a.v) ve O’nun çok değerli arkadaşlarının okuduğu metin nasılsa
bugün dünyanın herhangi bir yerinde
sıradan bir müslümanın okuduğu Kur’an-ı Kerim metni harfi harfine aynıdır.
Kıyamete kadar da değişmeyecektir.
Yusuf Ulucan
[1] “Pir” bir mesleğin mucidi ve ilk öğretmenidir.
“Ata” ise neseble ilgili bir kavramdır.
[2] İlk cümlede Tanrı tarafından herhangi bir yasak
getirilmeyeceği vurgulanırken Yeni Çeviri’de sorumluluk halkın üzerine
yıkılmaktadır.
[3] Bu cümle 1885 tarihli Osmanlıca tercümede “O
vahşi bir adam olup… cümle karındaşlarının huzurunda sakin olacak.”
Şeklindedir. Kitab-ı Mukaddes adıyla yayınlanan metinde Hazreti İsmail (a.s)
için kullanılan “yabani adam” hakareti, Kutsal Kitap adıyla yayınlanan Yeni
Çeviri’de ağırlaştırılmış, kardeşlerinden farklı bir coğrafyada hayatını
sürdüreceği bilgisi çarpıtılarak, kavgacı / geçimsiz bir kimlik atfedilmiştir.
[4] Yakub, dayısı Laban’ın yanında yedi yıl
çalışmak karşılığında onun küçük kızı Rahel ile evlenmeyi beklerken, düğün
gecesi büyük kızı Lea’yı getiriyorlar. Yakub itiraz etse de bölgenin adetlerine
uymak zorunda kalıyor. Lea’nın gözlerindeki rahatsızlık Yeni Çeviri’de metin
üzerinde oynama yapılarak giderilmiştir.
[5] “Korku” kavramı atılmış yerine “tapınma”
kavramı getirilmiştir.
[6] Eski metinlerdeki “uğraşmak” kavramı Yeni
Çeviri’de “Yakup’un Tanrı’ya karşı fiziksel galibiyeti”ne dönüştürülmüş.
[7] Kölelerle münasebetleri düzenleyen kurallardan
birini aktarırken “mabede götürülüp kölenin kulağının delinmesi” işlemi kıvrak bir tefsirle “mahkemeye çıkarılma”
şekline dönüştürülmüş. Benzer bir değişiklik Çıkış 22 / 8 – 9 da hırsızlık
araştırmasına uyarlanmıştır.
[8]Bu cümle Osmanlıca tercümede “Zina ettikleri
cinlere zebh etmesinler.” Şeklindedir. Okuyucunun zihninde “hayvanlarla cinsel
ilişki” şüphesi oluşmasın diye “zina”
kavramı “tapınmak” ile değiştirilmiş olmalı. Bilindiği gibi Eski Ahit
literatüründe Tanrı ile insan arasındaki bağ “karı – koca ilişkisine”
benzetilmekte, Tanrı’ya itaatsizlik de “zina veya fahişelik” olarak algılanmaktadır.
[9] “omuzları arasında oturmak” sırtına binmektir.
Bu cümle Hz. Musa’ya atfedilen ve Yahudi aşiretlerini övmek için yapılan bir
konuşma içinde geçmektedir. Yeni Çeviri’yi yapanlar Benyamin aşiretinin
Tanrı’nın sırtına binmesini abes bulmuş olmalılar ki “şefkat ve sevecenlik”
katarak Tanrı’nın kucağına oturtmuşlar.
[10] “Tuz üzerine ahitleşme” tuhaf bulunmuş olmalı
ki cümle “bozulmaz antlaşma” şekline dönüştürülmüş.
[11] Eski metinlerde Eli ailesine ceza olarak
“ailenin çocuklarının” öleceği vurgulanıp, ölüm şekli belirtilmemişken Yeni Çeviri’de soyun tamamı kırıma dahil
edilmiştir.
[12] Yeni Çeviri’de yas tutanların sayısı metinden
çıkarılmıştır. Kitab-ı Mukaddes’in 1885 tarihli Osmanlıca metninde ise bu iki nüshadan farklı bir şekilde “ kavmden
elli bin yetmiş adem telef idüb Rab kavmi büyük telefata düçar ettiği için kavm
yas çekdi” denilmektedir.
[13] Peygamber Samuel’in halka yaptığı konuşmalardan
birinde geçen bu cümlede geçmişte toplu ceza verilmesi hususu Yeni Çeviri’de
yakın zamana uyarlanmış ve bir kişi ile sınırlanmıştır.
[14] “peygamberlik etmek” ile “oynayıp coşmak”
arasında nasıl bir anlam benzerliği bulunabilir?
[15] Yeni Çeviri’de rakamlar üzerinde yapılan bu
değişiklik Davut dönemine ait ciddi bir çelişkiyi görünmez hale getirmiştir.
[16] Amasa, Kral Davud’a savaş açan oğlu Abşalom’un,
ordusuna yeni atadığı ve İsrail soyundan gelen bir komutandır. Yeni Çeviri uzmanları değişiklik yapılarak bu
komutanın Hz. İsmail’in soyundan geldiğini söylemektedirler. Almanca ve Eski
İngilizce metinlerde (American Standart Version 1901, Darby Version 1890 ve
Coverdale Bible 1535) Amasa’nın İsrail soyundan geldiği yazılı iken, bazı Modern
İngilizce Tercümelerde Türkçe Yeni Çeviri’de olduğu gibi değişiklik
yapılmıştır.
[17] Eski metinlerde Hama Kenti’nin Yahuda
Krallığına dahil olduğu yazılı iken Yeni Çeviri’de buna inanılmamış olmalı ki
Yaudi (O dönemde Gaziantep İslahiye civarında küçük bir krallık) olarak
değiştirilmiş.
[18] İngilizce metinlerde “otuz” rakamı geçmektedir.
[19] Eski metindeki “kırk iki” rakamı Yeni Çeviri’de
“yirmi iki” yapılarak çelikçi görünmez hale getirilmiştir. Benzer bir
değişiklik de 2.Tarihler 36 / 9 da sekiz
rakamı on sekiz yapılmış Yehoyakin’in kaç yaşında kral olduğu çelşkisi izale
edilmiştir.
[20] Eski metinlerde “vakitleri bilen / müneccimler”
ile görüşen Kral, Yeni Çeviri’de “hukukçularla” görüştürülmüştür.
[21] Yürek Yeni Çeviri’de yürek; Mısır Turnası,
zihin ise horoz olmuş. Bu cümle bazı İngilizce metinlerde “Who has put wisdom
in the inward parts [or in the dark clouds]? Or who has given understanding to
the mind [or to the meteor]?” şeklindedir.
[22] Kitab-ı Mukaddes ismiyle yayınlanan
metinlerdeki su aygırı veya timsah da denilen hayvanın Allah’ın baş eseri
olduğu söylenirken, Yeni Çeviri’de kıvrak bir oynama ile ilk yaratılanlar
arasında bir varlığa dönüştürülmüştür.
[23] 1885 tarihli Osmanlıca tercümedeki
“kirpikleriyle tecrübe” ibaresi önce
“göz kapaklarıyla deneme” sonra da “bakışlarıyla inceden inceye yoklama”
şeklini almıştır. Bu cümle Yeni Çeviri’de ise kirpik, göz kapağı ve bakış
kelimeleri atılarak “Bütün insanları görür, herkesi sınar” şeklinde özetlenmiştir.
[24] İlk cümle Osmanlıca tercümeden ikinci cümle Dr.
Jur. H. Demirel’in tercümesinden alınmıştır. Gayet anlamlı ve anlaşılır bir
cümlenin yapılan değişiklikle nasıl anlaşılmaz hale getirildiğini
göstermektedir.
[25] Eski metinde “kadınların tamamı itham
edilirken, Yeni çeviri’de cümlenin başına “kimi” eklenerk anlam
değiştirilmiştir.
[26] Eski metinlerde olayın daha önce gerçekleştiği
vurgulanırken, Yeni Çeviri’de gelecek zamana ve beklentiye dönüştürülmüştür.
Cümlenin devamında çocuğun adının “Kadir Allah ve Acip Öğütçü” konulacağı
belirtilmektedir.
[27] American Standard Version 1901’de “otuz erkek”
denilmektedir.
[28] İngilizce ve Almanca metinlerde “çölde fundalık
/ çalılık gibi olun” denilmektedir. Türkçe metinlerde önce “ılgın ağacı”
denilmiş, sonra “yaban eşeği gibi koşun” şeklinde değişiklik yapılmıştır.
[29] Melek anlamına gelen kerubi kelimesi Yeni
Çeviri’de öküz yapılmıştır.
[30] İngilizce ve Almanca metinlerde de “kanları toz
gibi dökülecek” şeklinde yer alan bu cümle Yeni Çeviri’de kanın toz gibi
dökülmesi tuhaf bulunmuş olmalı ki böyle bir değişiklik yapılmıştır.
[31] Birkaç cümle geriden alındığında Celile’nin
Kefernahum şehrinde olduğu anlaşılan İsa Yeni Çeviri’de sabahleyin Yahudiye
(Kudüs) Bölgesine götürülmüştür.
[32] Eski tercümelerdeki “boy uzatma” Yeni Çeviri’de
“ömür uzatma” kavramıyla değiştirilmiştir.
[33] “Buğz etmek” kavramı kıvrak bir değişiklikle
“gözden çıkarma”ya dönüştürülmüş.
[34] Allah Teala’ya “babalık”, Hz. İsa’ya da
“oğulluk isnad ederek açık şirke düşen Hıristiyanlar eski metinlerdeki “biricik
oğul” ifadesini yeterli bulmamışlar Yeni Çeviri’de Hz. İsa’ya uluhiyet payesi
de vermişlerdir. (1885 tarihli Osmanlıca metinde “biricik oğul” anlamına gelen “ibn-i vahîd”
ibaresi yer almaktadır)
[35] Anı değişiklik Yuhanna İncili 2 / 3 – 4
cümlelerde de uygulanmıştır.
[36] Pavlus’un Şam yolunda gerçekleştiğini iddia
ettiği vizyonu esnasında yanında bulunanların duymadıkları vurgulanırken,
“duydular ama söyleneni anlamadılar” şeklinde dönüştürülmesi, olayı hayali
olmaktan kurtarma çabasından başka bir şey değildir. Daha öncesinde ise “sesi
işitiyorlardı fakat kimseyi görmüyorlardı” denilmektedir. (Resullerin İşleri 9
/ 7)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder